bizimforum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


BiZiM FoRuM
 
AnasayfaPortalGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dünya taşınıyor(hikaye)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ByHaCKeD
Forumcu
Forumcu
ByHaCKeD


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 05/02/08
Yaş : 31
Nerden : Ne Önemi Var

Dünya taşınıyor(hikaye) Empty
MesajKonu: Dünya taşınıyor(hikaye)   Dünya taşınıyor(hikaye) EmptyÇarş. Şub. 06, 2008 2:04 am

DÜNYA TAŞINIYOR
(hikaye)

Güneş kuru bir sıcaklık getiriyordu. Ağaçlarda ki meyveler bundan etkilenmiş, çoğunun içindeki sıvı buharlaşmış, çürümeye yüz tutmuştu.
Mehmet şemsiye olmasa dışarı bile çıkamazdı. Hava da öyle bir sıcaklık vardı ki bu her şeyi kurutuyordu. Mehmet kışın soğuğunu hissetmiş gibi birden titredi. Bu vücudunun anlık sıcaklık değişimi idi. Ardından hapşırdı. Elma ağacının yanındaydı.Dallarda sağlam kalmış birkaç elma arıyordu. Bir tane gördü. Elma ağacın en tepesindeydi. Oraya çıkamazdı. Kısa sürede olsa güneş ışığına maruz kalmak tehlikeli olurdu. Düşündü. Şemsiyesini kullanabilirdi. Şemsiyeyi kapattı. Bir sopa gibi yaptı. Bir iki zıplamadan sonra dalda gördüğü elmayı yere düşürdü. Şemsiyesini tekrar açtı. Yerdeki elmayı eğilip aldı. Ardından hızlı adımlarla evine girdi. Mutfağa geçti. Annesi her zamanki gibi uğraşacak bir şeyler bulmuş bu, sefer tahta dolap raflarına ıslanmasın diye koyduğu gazetelerin eskilerini kaldırıp yerlerine yenilerini koyuyordu.
Mehmet “bak anne bahçedeki ağaçtan yere elma düşürdüm. Kolay oldu. Ama kafama biraz güneş sıcaklığı geçti.” Diye konuştu.
Mehmet’in annesi “oğlum kendi düşen ağlamaz. Dışarıya çıkılmayacağını biliyorsun.” Diye karşılık verdi.
Mehmet “anne kışa kadar bu elmalardan tadamam. Devletin seraları beni tatmin etmiyor. Verdikleri yemeklik sebzeler. Meyveyi çok az veriyorlar.” Dedi Mehmet’in annesi cevap vermedi. İşi ile meşgul olmaya devam etti.
Mehmet keyif içinde odasına girdi. On senedir elma yiyememişti. Şimdi onu afiyetle midesine indirecekti. Masa üzerinde ki gazeteyi eline aldı. Koltuğuna oturdu. Bir taraftan elmasını yedi diğer taraftan gazetesini okudu. İlginç bir haber gözüne ilişti. Haber “dünya taşınıyor. Yeni bir gezegen bulundu. Uzay gemileri bu iş için hazırlanıyor. Yolcular için çağrılar yapılıyor.” Diyordu. Bu müthiş bir haberdi. Şimdiye kadar bu gezegeni terk eden çok olmuştu. Ama hep sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkılmıştı. Şimdi ise yaşanabilecek bir yer bulunmuştu. O yüzden Mehmet sonu belli olan yer gidecekti. Karar verdi .Elmasını bitirdi. Müjdeyi annesine vermek için mutfağa geçti. Annesini gördü.
“Anne gazetede bir haber okudum Yeni bir gezegen bulmuşlar. Yolculara çağrı yapıyorlar.Nasıl olsa bir gün bütün insanlar bu gezegeni terk edecek. Ben gitsem izin verir misin?” dedi.
Mehmet’in annesi “ Oğlum sen o gezegene gidersen beni bir daha göremezsin. Baban bir macera uğruna uzayın derinliklerine gitti. Sen gidersen ben yalnız yapamam. O yüzden ben de geleceğim.” Dedi. Mehmet sevincinden dört köşe oldu. Hazırlıklara hemen başladılar. Cihazları ile eşyalarını anti madde yaparak bir kutuya hapsettiler. Sinyal verip devletin taşıyıcı hava arabasını beklemeye başladılar.
Herkes odasında mutlu idi. Mehmet ve annesi kendi odalarında gidecekleri gezegeni monitörden izliyordu. Öyle harika yerler vardı ki ağaçların çokluğu onları coşturmuştu. Gezegen yırtıcı hayvanlardan bilim adamlarınca temizlenmiş, yaşanılır hale getirilmişti.
Mehmet önündeki cihazdan uzay gemisinin bilgi merkezine girdi. Oradan gemide altı milyar insanın olduğunu öğrendi. Bu dünyanın dörtte bir sayısı idi.
Mehmet annesine yöneldi. “Anne bak dünyayı artık tamamen terk ediyoruz.” Dedi. Mehmet bilgi merkezinden uzay gemisinin hızını da öğrendi. İnsanlar gezegene ancak on yılda ulaşabileceklerdi. Bu Mehmet için gemiyi gezmek ve yeni şeyler öğrenmek demekti. Önce makineden çıkan, kremsi, beyaz biyolojik yiyeceğini tadacaktı. Çünkü mutluluk karın tokluğunda yatıyordu.
Mehmet için her şey yeni başlamıştı. Annesinin kaldığı odanın koordinatlarını cihazına kayıt etti. Sonra oradan ayrıldı. Açık alan denilen yere doğru hareket etti.Orası gezmek ve eğlenmek için tasarlanmıştı. O yer öyle büyüktü ki tepede asılı duran yapay güneş bu büyüklüğü ortaya çıkarıyordu. Mehmet yapay güneşin çapını biliyordu. Bu ayın onda biri büyüklüğüydü. Ve ondan defalarca büyük gezi ve eğlenme alanı sanki yapay güneşi yutmuştu.
Kendisi gibi gençleri toplandığı ve eğlendiği bir bar buldu. Yüksek seste müzik çalıyordu. Mehmet “ne güzel bir ses.” Diye düşündü. Dinlediği şey şu an ona tarifi gizli duygular yaşatıyordu. Bir süre kendini melodinin sarhoşluğu içine bıraktı.
İradesini kullanmazsa kendini müzikten kurtaramayacağını gördü. Melodiden hipnoz olmak üzereydi. Müziğin durduğu bir anda hemen bardan dışarı çıktı. Kurtulmuştu. Ama yaşadığına değmişti. Refref parkına doğru yol aldı.Oraya varınca kendine bir refref seçti. Bindi. Uzay gemisinin sancak tarafına doğru havadan hızla yol adı. İnsanların boş uzaya baktığı yerde durdu. Oturabileceği bir yere geçti. Her kes gibi o da boş uzaya bakarak dünyanın taşındığına şahit olmaya başladı.Uzay gemisinin derinlere doğru ilerlediklerini gördükçe yeni gezegenin heyecanı içinde coştu durdu. Diğer taraftan milyonlarca yıl yaşanmış bir gezegeni terk etmek ve bunun acısını silmek zor olacaktı.

Telif Sahibi: Tuna Mustafa YAŞAR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bizimforum.darkbb.com
 
Dünya taşınıyor(hikaye)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
bizimforum :: Eğitim :: E-Kitap(E-Book)-
Buraya geçin: